Perşembe, Şubat 17

Güneşi Sobe'ledim..



"Bir çocuğun elinden oyuncağını çekip almak,onun hayallerini çalmak demektir.
Hayalleri olmayan çocuklar hemen büyürler ve artık hiçbir zaman çocuk olamazlar.
Hayalleri olan çocuklar, büyüseler bile yüreklerinin bir kenarında saklarlar çocukluklarını.
Onların misketleri hep ceplerindedir.
Ayakkabılarının burnu top oynamaktan hep patlaktır.
Paçaları hep çamurlu,sırtları hep terlidir.
Hayat onlarla renklidir."*

Karşımda duran peluş oyuncaklara bakarken aklıma düşüyor bu cümleler..
Mütehayyil bir halde yakalıyorum kendimi..
Oyuncak nedir ki?
Biz çocukken herşey oyuncaktı bize:) Böyleleri vardı tabi ama arada sıradaydı.
Mühim olan hayallerdi çünkü..Bir çay tabağından da oyuncak olurdu, bir bez parçasından da ya da bir tahta parçası..
'Beş taş' oyununda en mühim oyuncak köşe bucak aranarak edinilmiş minik, yusyuvarlak taşlardı örneğin..
Sek sek içinse şöyle düzgün ve en dikdörtgeninden bir mermer parçası:)
Hayallerimiz vardı ya yeterdi bize her şey..Hayat bize yeter de artardı..
Yeter ki insanın elinden çocukluğunu almasınlardı..

Ben mesela çocukluğumun yakasını hiç bırakmam,diğer tarafımdır..Daha geniş görmek istedikçe yaslanırım ona,uyurken başımın altına yastık yaparım..
'Dünyaya bir çocuğun gözleriyle bakabilmeyi' kaybetmekten aklım çıkar..
Derim ki bir dostun dediği gibi 'biz hep insanların neden bu kadar gaddar olduklarını anlayamayacak kadar büyük kalalım'..
Hep öyle temiz, saf ve aydınlık bakalım..hep güzeli görsün gözlerimiz..
(gerçek bir çocuğun görmesi gerektiği gibi..ve aslında gerçekte bir insanın..)
Ve bunları düşünürken gözlerime bakıp gülümseyen öredekçiğe takılıyor bakışlarım..Peluş aslanların arkasından kafasını uzatmış :)
Elimi uzatıp kurtarıyorum onu aslanların elinden,'Aman Yarabbim' diyorum 'bu ne güzellik!'(:
Zira kırmızı üzerine beyaz puantiyeli bir elbise ve elbisesine uygun  kırmızı bir kurdelası var başında:)Surat deseniz; bu kadar sevimlilik fazla:)
'Bence sen burda daha fazla durma' diyorum alıyorum ördekçiği.
Bir de güzel hediye paketi yaptırıyorum. :P
Sonra civardaki bir kırtasiyede alıyorum soluğu, çocuk kitaplarının arasında gezdiriyorum parmaklarımı..
Sanki zihnimden geçen buymuş gibi 'Peter Pan'la 'Alice Harikalar Diyarında' çıkıyor önüme:)
Onları da alıyorum:)
Bugün çocukluğuma mı çalışıyorum ne:P

Hava soğuk ama olsun..Soğuk ne zamandır iyi geliyor..
Saat kulesine takılıyor gözüm saat de epey ilerlemiş..Hazır buralardayım belki babama rastlarım okul çıkışıdır,birlikte döneriz diyerek okulunun o tarafa doğru yürüyorum..
Güneş bulutların arasında saklambaç oynamakla meşgul.
Ki zaten ben de tam oyun havamdayım, Güneşi arıyorum,sobelemem an meselesi (:

Sokak sokak yürüyorum..Öğrenciler dağılıyor bu sırada..Nasıl şekerler..ah ilkokul yılları:))
Bizim zamanımızda önlük vardı ne güzel mavi mavi diye geçiyor içimden..
Yazık şu çocukların haline bakın şimdi etekti,kumaş pantolondu, gömlekti, süveterdi, hırkaydı..
Eh bir de sırtlarında ağır mı ağır çantaydı ..

Gözüm bir ufaklığa takılıyor arkadaşlarına dönüp el sallarken..onun yolu ordan ayrılıyor..
Yek başına dönüyor sokağı..Dönerken göz göze geliyoruz,yüzünde mütebessim bakışlar süzülüyor..
Hemen atılıyorum önüne doğru,okulu soruyorum.(bilmediğimden değil, ama içimden gelerek işte.)
Arkasına dönüp tarif ediyor.
Daha küçücük.Kaçıncı sınıf bilmiyorum ama ya 2 diyorum ya 3.
Sonra dönüp bakıyor,müphem bir ifade taşıyor suretinden..
Gözlerini görmelisiniz,bu kadar mı güzel olur, ne yeşil ne ela, grimsi ama o da değil..O kadar derin bakıyor ki insana..
Teşekkür edip adını soruyorum.Adı Gülsüm..tanışıyoruz.
Sonra diyorum 'babam da o okulda biliyor musun?onun yanına gidiyordum.'
'Tanıyorum' diyor gülümseyerek, 'örtmenimiz yokken dersimize girmişti kaç kez.'
Bir yakınlık ki sormayın..kanım kaynıyor küçüğüme..
Aklıma birden aldığım ördekçik geliyor.
Diyorum ki " sana şimdi küçük bir hediye versem, annen ya da baban kızar mı buna?'
'Annem gitti zaten, babam da bişey demez' diyor..'ama niye hediye vereceksin ki' ekliyor sonra..
Lakin benim aklım 'annem gitti'ye takılıyor..
'Annen nereye gitti ki' diyorum.
'Babam öte tarafa gitti dedi.' diyor..başını hafifçe yana yatırıp gözleriyle uzaklara ufak ufak bakarak..

Hani insan kalbine yıldırım düşer ya..öyle her zaman değil ama birden oluverir, hiç beklenmedik bir anda..
O bulutlu gözlerden kalbimin tam orta yerine o anda bir yıldırım düşüyor..Gözlerime hücum eden yaşları nereye saklayacağımı bulmaya çalışıyorum..bir öksürük ardına koyuyorum sonra..cebimden çıkardığım selpakla da burnumu siler gibi yapıyorum...
Ama cümleleri toparlamak ne mümkün..
'öte taraf' diyor ama öte taraf neresi biliyor mu bilmiyorum ki..
'ne kadar oldu ki ' çıkıyor ağzımdan..'yazın gitti' diyor..
'peki kardeşin var mı ablan , abin?' diye soruyorum anlatıyor..
Bir küçük kardeşi var 3 yaşında..Babası yeni iş bulmuş, ama ne iş yapıyor bilmiyor Gülsüm..Kardeşine babannesi bakıyormuş şimdi..O da öz babannesi değil..Sürekli hastalanır, hastanede yatarmış..Yarıyıl tatilinde kardeşine o bakmış..
O anlatıyor, ben anlıyorum..içimdeki ayaz onun ayazında üşürken daha da, bir araba kornasıyla irkiliyorum..
Gülsüm'ün bakışları içime düşüyor..
Yüzündeki ifadenin anlamı aslında bütün dillerde aynı..ve o anlam saniye saniye çoğalıyor,yeni bir anlam doğuruyor gövdesinden..
Anlamışlığın yanına çocukluğu katıp, tebessüm bile edebiliyor en büyük haliyle.
Karşımda duran küçük kız birden büyüyüveriyor..
Sonra yanımızdan geçen kedinin kuyruğunu tutmaya çalışıyor çocukça..
O sırada yüzümdeki mütereddit ifadeyi silmeye çalışarak çantamdaki paketi çıkarıyorum.'Bak' diyorum 'bu senin, aç bakalım sevecek misin sen de.'
Yüzünde genişleyen bir gülümseme, gözleri ışıl ışıl..Açıyor 'aaa ne güzeeel' diyor bağırarak.
'Beğendiğine göre sorun yok' diyorum,' hem artık biz arkadaşız,tanıyorsun da beni,babamı. ben bunu sana almışım da haberim yokmuş görüyor musun' diye gülümsüyorum.
Teşekkür ediyor en çocuk haliyle..nasıl mutlu mesut şu zamanın içinde..
Ve kitaplar! evet..'okumayı sevdiğini de öğrendikten sonra(ki sevmese de ben ona sevdirmez miydim, sevdirirdim;)) o 2 kitabı da ellerine teslim ediyorum..bayılıyor..Ama ben ondan daha çok bayılıyorum..
Mutluluğu bir çocuğun gözünden görecek insan önce..Sonra yapacak mutluluğun tarifini..
Yüzünde gezinen mutluluğu kalbinin taa  içinde sık sık ve uzun uzuun hissettirsin Rabbim diyorum içimden..
Telefon numaramı veriyorum sonra, canın sıkkın olunca,birşeye ihtiyacın olunca,ne zaman istersen arayabilirsin, hem ben sık sık gelicem görüşürüz de bol bol arkadaşız ya artık' diyorum, gülüyor.gülüyorum ben de..
Küçük,ama yaşından fazlasıyla büyük, anlamış bir arkadaşım oluyor bugün..
Evine kadar eşlik etmemi istemiyor 'baban bekler' diyor..
Öpüyorum yanaklarını küçük elleriyle sarılıyor..ayrılıyoruz.
Kısacık sürede kilometrelerce mesafe aşıyor paylaştıklarımız..

İçimdeki duyguları tarif et deseniz cümleler öyle bir düzen bozar ki..anlatamam..
Rabbim seni çok seviyor küçük kız diyorum,umarım ilerde de çok sevecek..
Sınavın öyle böyle çetin değil,mükafatın çok güzel olacaktır inşallah..
...
İnsanın büyümesi an meselesi..
Ama hayallerine sardığı çocukluğu da koyacak bir cebi hep olmalı..
Gülsüm şimdiden büyürken öğrenmiş bunu..El sallarken geride bıraktıklarına bir gün kavuşacak olmanın(inşAllah) haberdarlığında duruyor belki bilmeden evet..Tam da o çizgide..Ama diğer eli çocukluğunu sıkı sıkı tutuyor..
Hayallerin bitmesin diyorum ardından..
Mutluluk da değil taşıdığım hüzün de..başka bir şey..Ama 'sebepli' birşey..

***

İlk başta yazdığım paragraf  izlediğim 2'cik diziden biri olan  'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisindeki Osman'ın dış sesine ait bir replik..bir çocuğun en anlamış haliyle irsal edilen bize..
O dış ses her bölümde konuşur..ve ben o sesi duydukça kaydederim..en gerçek hallerindendir anlattıkları hayatın..Elimde kağıt kalem beklerim..(:
Bugün bana' bugünü' armağan edecek bir sebep olacağını bilemezdim..
Bir çocuğun yüzünde ışıl ışıl kocaman bir gülümsemeye dönüşeceğini hiç bilemezdim..
İyi ki diyorum..o yüz güldü ya, iyi ki..Buna sebep olabilmek nasıl da harika bir hal..
Sık sık görüşeceğiz diyorum içimden değil mi ki artık arka'daş ız..

Gökyüzü bulutlarını çekiyor şehrin üzerinden..
ve ben Güneşi sobeliyorum..

-Ebr-i Nisan-

12 yorum:

Kelebeğin Katibesi dedi ki...

en sevdiğim yazarları sorsalar ilk beşi arasındansınız. nasıl diziyorsunuz o kelimeleri! önce kalbime sonra göz pınarlarıma dokunuyor. izinizden gidebilmek ümidiyle....

Ebr-i Nisan:) dedi ki...

Bu güzel yorum da benim gözlerimi doldurup boşaltmaya yetti..
Çok teşekkür ediyorum,çok güzel bakıyor çok güzel görüyorsun sevgili dost..
Oysa müptedi bir hali var hep yazdıklarımın..
'içimdekilerin yansımasını tutsam daha ne isterim'den çıkıyorum hep yola..
Ama böyle görmüşsün ya bu benim için onurdur,gururdur..Çok sağol şereflendirdiğin için beni böyle güzel bir ünvanla..
ve izimden gelmek demeyelim, beraber yürümek olsun adı.)
Sevgilerimle..

tuğçe dedi ki...

gerçekten çok güzel bir yazı.. ben de çok beğendim..bir çocuk yüzü, tebessümü bazen nefes almanın kolaylaşması demektir...kaleminize kuvvet :)

Ebr-i Nisan:) dedi ki...

Bir çocuğun gülüşü,bir çocuk yüzüyle gülümseyebilmek..

çok teşekkür ediyorum,mutlu kıldınız..
eksik olmayın..
hepimizin kalemine kuvvet inşAllah.)
sağlıcakla..

Kelebeğin Katibesi dedi ki...

gerçeklerden başka şey deildi fısıltılarım. birlikte yürümeye gelince de, tamam birlikte yürüyelim ama ben gerideyim bu aşikar çünkü hala güneşi sobeleyemedim....
SEWgimle
mk

Ebr-i Nisan:) dedi ki...

tekrar minnetle sarılıyorum yorumuna..

insanın kelamı değildir ki yola koyan..hisleridir..bence o yolda ne bir adım ön vardır ne de bir adım arka.)
hep birlikte yürüyoruz biz..bendeki sana yansıyor, sendeki bana..sonra başka dostların yansımaları ve yansımak onlarda..bütün insanlıkta..insanlığın bizde..

eksik ne varsa birlikte örtüyoruz..birlikte büyüyoruz..
yeter ki farkında duralım(.

sağlıcakla..(.

kutlu melodi dedi ki...

Girişteki alıntıya takılıyorum.(:
Öyle tanıdık geldi ki...
Merakımı gideriyorsun son satırlarda...
Öylesine içselleştirerek dinlemiştim ki o cümleleri...
'Kırıklık.'Tam karşılığı bu mu hala bilmiyorum.Çözmeye çalışmıyorum.
Anlıyorum.Nasıl güzel bir dostluğun temelini atmışsın o gün...Nasıl mutlu oldum bilemezsin!(:
Minik dostun çok şanslı.O da senin şansın olmuş ne güzel.(:
O yaşlarda ve bu yaşanmışlıkta senin dostluğun onun için nasıl değerli bilemezsin.
Gülsüm `ü tanıyorum sanki yaşananlar farklı çağrışımlar aynı.
Yine de sahici tebessümleri vardır böyle insanların bilirsin.
Onu yakalayabilmek ne güzel.
Daim olsun dostluğunuz Sevgili Keşifdaşım...
İnancımı yitirmeye ramak kala bir dünya şeye topralayıveriyor ellerin,cümlelerin can oluyoruz yine...
Sen benim de şansımsın kaşif yürekli küçük kız.

Ebr-i Nisan:) dedi ki...

Kesinlikle dostum! sahici tebessümler bunlar.)
her daim her surette görmek ümidim..
her daim sahici bir gülümseme olabilmek..
Çok teşekkür ediyorum keşifdaşımm,o şans karşılıklı;biliyorsun.)
ki ne mutlu oldum yine hiç habersizce ellerimin ulaşabilmesine..
ve ulaşan ellerine minnetle dostum!..

hep can olalalım 'can'a can..

arkashx dedi ki...

''Ben mesela çocukluğumun yakasını hiç bırakmam,diğer tarafımdır..Daha geniş görmek istedikçe yaslanırım ona,uyurken başımın altına yastık yaparım..''neden hep böyle içinde çocuk olan hikayeleri çok iyi anlatıyorsun sanırım şimdi daha iyi anlıyorum:)
sesinin elinin bakışının değdiği yere esenlik veren gülümsemesiyle birliklte kül rengi bir sayfanın ardından tüm resmi canlandıran renkleri açığa çıkaran bir duruşun ve havan var ki yazdıklarında ben burdan büyüleniyorum..üstelik bunca hastayken ağrılarımı bile hafifletiyor:)sizin adınıza duam güneşi sobeleyecekseniz eğer o halde ebe de hep siz olun..siz bu oyunu çok iyi oynuyorsunuz zira..

Ebr-i Nisan:) dedi ki...

ovv çok geçmiş olsun diyorum öncelikle, acil şifalar olsun inşallah .)

ve ne büyük mutluluk ağrı hafifletici bir özellikte duruşu söze düşenlerin..buna ayrıyeten çok sevindim ;)

Çok teşekkür ediyorum..bu çok güzel yorum için.) hep sahici tebessümlere değisin gözümüz..

Kendini en kısa zamanda toparlamaya bak sevgili dostum zira bloguna yaza-cağın o güzel yazıları özledik;)

sağlıcakla .)

Emine dedi ki...

okuduğum ikinci yazınız bu..
hissetmek öncelikli ama kelimelerin öneminin öne çıktığı bir yazı olmuş..
benzer duygular, merhametler, sevgiler taşıyabilir bir çok insan..
farklılık bunları ifade ederken zenginleştiren ,derinleştiren ve anlamlılaştıran yürekte ve kalemde..
tebrikler..

Ebr-i Nisan:) dedi ki...

Çok sağolunuz Sevgili EminE,
güzel kelamınız için tekrar tekrar teşekkürler..
ne mutlu ki hissettiklerimi hissedebilen bakışlarda buluşuyoruz..
varolun inşallah,sağolun..
sevgiler..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...



Counters
Free Web Counter