Dışarda dün geceden beri çisil çisil yağan bir yağmur..kıyık duran pencereden içeriye mis gibiye yakın bir toprak kokusu giriyor..yani mis-li is-li bir karışım toprak kokusunu koluna takmış geziyor da diyebiliriz...
neyse ben de camın önünde elimde çay fincanı yağmuru izliyorum..
o sırada acı acı havlayan bir köpek sesi duydum.
akabinde 3-5 çocuk yan bahçeye doğru koşarak bahçe duvarından atladılar, ellerinde sopalar.!
bilin bakalım bu ufaklıklar kim: mustafa ve çetesi!
bu güzelliklere nasıl kıyılır.. |
hani size bahsetmiştim ya matematikle arası bunalımlı olan arkadaş.
diğerlerinin de ondan eksik kalır yanı yok haytalık konusunda!
bi kez daha anlamış bulunuyorum ki bu çocuklar uslanmayacak!
zavallı köpek kaçıyor bu canavarlar elinde sopa taş saldırıyor!!
geçenlerde haberlerde hepimiz izledik malesef bir genç (insanlığından gittiğinden emin olduğum bir genç!)kılıklının bir kediyi tepe tepe nasıl ezdiğini !!
daha çok olmadı en son pazartesi muhabbet kralı programında bu konu açıldı yeniden!
bunun üzerine düştüğüm dehşet bugün yine gözümde canlandı!!
o sırada camdan aşağıya neler bağırdım hepsini hatırlamıyorum ama bir hayli tehdit yağdırdım bildiğim tek şey bu!!ah ahh kardeşimi çok aradım!
bir insan evladı, savunmasız bir hayvana durduk yerde niye saldırır yahuu hayret bir şey!!!
bu çocuklara hayvan sevgisi aşılanmamış onu daha evvel görmüştük ailecek (en azından).(umarım herhangi bir canlının sevgisini taşıyorlardır diye de ümit ediyorum..)
ama o zaman birşeyler anlatabildiğimizi sanmıştım.
şimdi şöyle anlatayım; yazın bizim balkonda duvara asılı saksıya bir kumru iki adet yumurta bıraktı.
daha evvel de gelip aynı mekanda çocuk büyüten kumrularımız oldu ayrıyeten:)
hayvanlar sevildiğini biliyor azizim!
sevgili kumru ailemiz |
birbirlerine de haber veriyorlar eminim; "bak şu evde oturanlarla aramız çok iyi suyumuz aşımız solucanımız karşılanıyor, çocuk yaparsanız orda gidip büyütün,valla çok rahat ettik birbirimizi de pek sevdik" gibi tavsiyelerde bulunuyorlar(: öyle düşünüyorum.
neyse bizim anne kumru günlerce üzerinde oturdu oturdu o sıcaklarda birgün yavrular çıktııı !yavruları beslemesinden onları korumasına her davranışlarını sabahın 6'sından itibaren izledik evde olduğumuz süre içerisinde.
sonra yavrular büyüdü anneleri bu çocukları sık sık yalnız brakmaya başladı.
sabahları erkenden geliyor, besliyor, sonra da kanat hareketleri yaptırıyordu.
ama görmeniz lazım nasıl hayranlıkla izliyoruz, gözlerimizin önünde belgesel çekiyorlar:)
anne saksının ucunda kanatlarını çırpalayıp duruyor, çocuklar da bir gayret annelerini taklit ediyorlar:))neyse birkaç gün sonra oturuyoruz cama birşeyler çarpıyor baktık.
perdeyi bir açtık yine bu çete!! zaten o zaman adları çeteye çıktı!
ellerinde boncuk tabancası anneyi hedef almışlar, balkonun yanında duran pencerenin kenarında gözü çocuklarında hareket bile etmiyor anne kumru bu sırada...
camı açtık çocuklara neler diyoruz önce güzellikle anlattık "bakın yazık yavruları var(demez olsaydık..), doğru mu yaptığınız savunmasız bir canlının canı yakılır mı !" diye..
o sırada anne tam başımızın yanında kafasını eğmiş gözü çocuklarında!..
(bu görüntü hala gözlerimi dolu dolu yapar..nasıl bir içgüdüdür onlara birşey olmasın diye yanlarına bile gidemiyor ama gözü hep üzerlerinde kendinden geçmiş durumda..)
neyse çete ateşkes yaptı biz de sandık ki üzüldüler bilmiyorlardı da yeni öğrendiler yaptıklarının yanlış olduğunu!
çok geçmedi ben balkon camında perdenin arkasından izliyorum bi tanesi kalktı yukarıya doğru nişan aldı yavrulara! ateş!!sonra da hemen eğildi oturdu yere saklanıyor..
Allaaaah tutmayın beni işte o zaman..!kapıyı açtım ama neler söylüyorum, bu kadar sinirlendiğim zamanlar çok fazla değildir!
çocuk karşımda yeminler ediyor abla ben yapmadım valla diye!!
bi de yalan söylüyor yahuu!!
gel de naparsan yap!!
"çabuk ailenden birini çağır" dedim, "ne utanmaz arlanmaz vicdansız şeylersiniz siz ya" dedim!
"çabuk çağır" diye bas bas bağırıyorum.çocuk yalvarıyor "abla valla ben yapmadım nolur bi daha olmaz gidiyoruz" diye!(çelişkiye bakın!)
en iyisi ailesiyle konuşmak, olmaz ki böyle!..daha şimdiden hayvanları öldüren büyüyünce neler yapmaz..
bu kadar ciddi evet..
yüreğinde merhametle yetişmezse bir çocuk ilerde sen ondan merhametli olmasını nasıl beklersin!
bu sırada bizim aile bireyleri de çıktı kardeşim de evde.saçlar bonus sakal bıyık falan almış başını gitmiş bir parmak sallama hareketiyle bizim çete pırrr!!(:
yani bu kadar etkili olacağını bilsem daha evvel çağırırdım..(:
..
ama ortada bir sorun var bu kesin.
( ortada 'bir' sorun mu var dedim! dilim sürçmüş olsa gerek pardon.) ortalık sorun kaynıyor demem gerekiyordu..bizler de bıkmadan ortalığın çözüm kaynayan günlere dönmesini bekliyoruz!)
İnsan olabilir, hayvan olabilir, bitki olabilir her hangi savunmasız bir canlıya nasıl gözünü bile kırpmadan kıyabiliyor insanlar!!
kıyabilmek ya canını yakmak!!sadece sivrisinek öldüren bir insan olarak, tüm hayvanlara aşırı bir sempatim var kıyamam!!kaldı ki herhangi bir canlının yaşama özürlüğünü elinden alamam!kimse alamaz!!ama alıyorlar işte..
hayvanlara yapılanlar ortada..
ya insanlara yapılanlar!sinek öldürür gibi öldürüyor millet anasını, babasını, kardeşini,yeğenini bu kadar yakınını ya!!
ve tuhaf kimse de demiyor ki bunu niye yaptın senin sorunun ne??
kimse araştırmıyor???
kimse 'bu insanlar neden insanlığından gidiyor' demiyor!!!
cezan bu gir içeri yat,en kötüsü müebbet! bazen bir insanın canı üç beş kuruşa kotarılıyor!
para cezası diye bir şey var bu ülkede öyle ya!
yani bu insanlar içeri girince ya da parayı verince ayırıveriyor sanki iyiyle kötüyü, "aaa ne ayıp etmişim bi dahaa yapmıcam" falan diyorlar sanki..
ama sorun ne bilen yok!!!
böyle bir sistemin girdabında herşeyin daha güzel olacağı günleri bekliyoruz..
birden birşey olacak; insanların kalbinin koronerlerinden sevgi, merhamet, insaniyet falan pompalanmaya başlayacak!bu yüzden 'kimsenin bu hususta birşeyler yapmasına gerek yok' mahiyetinde bir tavır söz konusu!!
neden çünkü daha ehvel sorunlarımız var bizim!
"resepsiyona katılsam mı katılmasam mı ay bilemedim şimdi'yi düşünüp duruyorlar ya..!
bu bunlardan daha önemli bir konu ben de burda nelerden yakınıyorum..hayret birşeyim yani!
...
yahuu ceza dediğin biraz eğitici olur!bişey olur ki o cezada adam yaptığı yanlışı anlasın!
bişeyler öğrensin..kaybettiği neyse bulsun!
sorunu neymiş bir araştır yani! bişeyler öğrensin..kaybettiği neyse bulsun!
bu kadar mı meşgul bir ülkeyiz biz yahuu,peki bundan bizim niye haberimiz yok!!
gördüğümüz kadarıyla herkesin birbirine laf yetiştirecek kadar bol vakti var!
yoksa ağızlarından çıkanı kulakları duymayacak kadar meşguller de bizim kafa mı basmıyor!??
**
izlediğim belgesellerden biri amerikanın bir eyaletindeki mahkumların hayatını konu almıştı..
bunların hemen hemen hepsi cinayetle yükümlü..
herbirine birer köpek veriliyor(bunlar toplanıp aşılanan sokak köpekleri),onlardan bu köpekleri eğitmeleri isteniyor..herşeylerinden sorumlular..
o köpeklerle aralarında kurulan bağ yüzlerindeki vahşi ifadenin makyajını döküyor yavaş yavaş..
gittikçe bağlanıyorlar hayvanlara..içlerinden biri rahatsızlansa sorunu neymiş öğrenene kadar başlarında bekliyorlar..
onlar köpeği eğitiyor, köpek onların yüreğini yumuşatıyor..
içerde boş boş zaman geçirmedikleri gibi sorumluluk alıyor, merhamet duyguları uyanıyor, aynı zamanda da sokak köpekleri burdaki gibi zehirlenip öldürülmek yerine yoldaş konumunda eğitilip evcilleştiriliyor.böylece birşeyler değişiyor evet!
sonra hırsızlık suçu işlemiş insanlar yardım derneklerinde çalıştırılıyor..
yani insanlara işe yarama becerisi kazandırılıyor!!
eğitici cezalar azar azar birşeyleri değiştiriyor..en azından birşeyler yapılıyor!!
şimdi bir de bu tarafa dönersek!!
susayım mı ben!
dışardan birşey alma gereği duyuyoruz ya hep! illa ki benzeyeceğiz ya onlara..
hani biz! "doğuya giden bir geminin güvertesinde batıya doğru koşarak batılılaştığını zanneden" biz!biz onlardan ne alıyoruz peki??
hepimiz görüyoruz az buçuk bunu..
daha çok açılıp saçılarak hayırlı birşey aldığımızı düşünen varsa açık açık söylesin!
neyse nerden geldim ben bu konuya..?
belliydi bu kadar dağılacağı içime doğmuştu..
ben hayvan sevgisinden gireceğimi sandım nereden çıktım..
aslında durum şu; birbirmizin ve doğadaki tüm calıların yaşama hakkına saygı göstermek..'saygı'..hep unutulan,yok sayılan bir kavram haline gelen hani..
günlerden birgün çıkıp gelen onların evini yurdunu dağıtıp yerleşen, atmosferlerinde yama yapılamayacak kadar büyük delikler açıp sonra da yaptığına şaşırıp sonuçlarını inkar eden insan topluluğu.. sanırım işe sizden özür dileyerek başlayabiliriz..
sizleri severek sevgileri pekiştirip yeniden temize çekebilmek..!
derken' bir karıncayı sevmekle başlayacak herşey, sıra insana gelecek!..'
-Ebr-i Nisan-