Pazar, Ocak 29

Gülümse hadi gülümse bulutlar gitsin..



Çocukken dişçiye gitmek kadar feci bir şey varsa o da iğne vurunmaya gitmektir. O kabusu yaşayıp üstüne ailesine de yaşatan bir çocuktum kabul ediyorum. İğne vurunma dönemini bir türlü atlatamadığım için o döneme bağışıklık kazanıp saçma isteklerden vazgeçmiş, pazarlık çağını geçmiştim, ama dişçi kısmı öyle olmadı.
Ne zaman dişçiye gidecek olsak önceden babamla pazarlık yapar, "çıkışta o büyük parka gideceğiz ama tamam mı" derdim, "hemen geri dönmek de yok, tamam mı?" Elbette kabul edilirdi :) Hatta seve seve gidilirdi. :) O parkın adı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Parkı'ydı o zamanlar, bize de bir hayli uzaktaydı, ancak araçla gidebiliyorduk, bu yüzden gözümde bambaşka bir yerdeydi. Belki aynı salıncaklar vardı ama daha fazlaydı. Sıra beklemiyor, çocuklar artık insin de ben bineyim diye ısrar kıyamet ortalığı yıkmama gerek kalmıyordu, kaydırakları daha şekilli, tahtaravellilerinin tutunma kulpları daha afilliydi. Hepsinden önemlisi başımızın üstünde asırlık çınarlar vardı, salıncakla uçarken kuş yuvalarını bile göreceğimizi sanırdım, bulutlara dokunacağımızı...
O günlerden bir kare geldi gözümün önüne, hafıza çilingirliği yapan Sezen Aksu'nun "Gülümse" şarkısıydı. Radyodan taşıyor, beni o zamanki arabamız Serçe'nin ön koltuğuna oturtuyor, kasetçalarındaki o kaseti dinlediğimiz ana götürüyordu. Yine bir dişçi günüydü, bir süt dişinin çekilmesi ne kadar can yakarsa o kadar unutmuştum acısını! (: Kırmızı ışıkları dönmüş, parkı karşıdan görmüştük. Sezen Aksu başımı okşar gibi "Gülümse hadi gülümse bulutlar gitsiiin" diyordu...
Geçen gün evde o kaseti buldum, gülümsedim bugün o günlerin izi kaybolmasın diye çocukluğumdan bir parça bölüşüp çoğalttım içimde.. Kasetler, kardeşcağızımın Yunus'un o güzel tabiriyle en güzel hafıza çilingirleriydi belki de..
Ayşe.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...



Counters
Free Web Counter