Salı, Ağustos 30

Kitap Arasında Yara İzlerim



İnsan bir defterin ya da kitabın arasında çiçek kurutur en fazla. Benim gibi düşen dikişlerini ve yara izlerini kurutan var mı aranızda bilmiyorum(: İlk dişlerimiz düştüğünde saklamıştı canım annem, hem Yunus'un hem de benim ilk süt ve azı dişlerimiz küçük altın kutularında şifonyerin en alt çekmecesinde arada bir ziyaretimize açık bekler. Birinci sınıftaki çapraşık çizgilerle dolu ilk defterlerimiz gibi. Sonra geçenlerde çok eski bir kitabın arasına saklanmış bir yara izi daha buldum, diz kapaklarımdaki yaralardan birinin kabuğuydu belli bir zamanlar onu da saklamıştım.(:

Düşen yiten yenilenen herşeyin bir anlamı var hayatta. İnsan bazı yaraları unutmamalı çünkü, yitip gidenleri hatırlamalı, bazı şeyler istemsizce düşüp gittiğinde (bir diş gibi tıpkı) bunun daha güçlü ve sağlamına kavuşacağı için olduğunu bilmeli..

Bugün hayatımda aldığım ilk narkozun ikinci yıl dönümü, kalp içerisinde bir hayatı tutturan düşmüş dikiş izleri.. İnsan en çok yaralarından tutunuyor hayata...
Zor günlerde elini bırakmayanlarla kalabalıklaşıyor.. Uyanırken yanında gördükleriyle kalbi yeniden kan pompalıyor.

Yaşamak tam da böyle bi'şey ülkem.. Yaşamak biraz da; yaralandıkça daha güzel uyanmak.. Aldığımız yaraların kabukları kuruyacak.. Güzel günlerde bir kitabın arasından çıkıverecek bir gün..

29 Ağustos 2016 | Dünya'da hala..

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...



Counters
Free Web Counter