
Adımı 'eskici'ye çıkarabilirler, 'demode gönüllü'ye ya da 'antika'ya :) Hiç fark etmez, memnuniyetle üzerime alınırım... Çünkü bütün özlemlerimin adı düne ait..dünlere..
Tüm duygular, yansımalar.. Aslını orda unutmuş gibiyiz her şeyin... Silik bir kopyası sanki bugün önümüzde cebelleştiklerimiz...
"Nerde o eski ...'lar" lafını dilimizde döndürüp yoralı bile çok oldu, artık dil yorgun aynı cümlelerden... Buna sebep ne diye düşünmek bile artık geçmiş zaman eklerine yenik.. Ama buna da şükür çünkü öyle bir zamanın sonuna yetiştik... Çocukluğumuza, okul çağlarımıza denk gelen güzellikleri hatırlamak bile yetiyor mutluluk payı edinmeye... Ya bugünün teknoloji esiri çocukları? Onlar adına üzülmemek elimde değil... Öyle çok şeyi eksik yaşayarak büyütüyorlar ki ruhlarını... Hem de erkenden...
Buraya nerden geldik? Aslında başlangıç bu kadar hüzünlü olmamalıydı... Çünkü 7 Numara'yı TRT 1'de yeniden görmem döktürdü bu lafları ve hüznü dozunda yaşatan bir dizi olarak giriş ona pek yakışmadı... (;
Nerde o eski diziler diyorum şimdi de... Bugün izlediğim birkaç dizinin hepsini değişirdim bir '7 NUMARA'ya, bir 'SÜPER BABA'ya ,'İKİNCİ BAHAR'a... Daha neler neler..
Dün saat 5 buçuk sularında(sabahın nurunda(:) TRT de 7 numara'ya rastladım.. İçim coştu desem yeri. Tam zamanıydı çünkü... O eski arkadaşlık, sevgi, dayanışma, güven, birlik,..., duygularını yeniden görmek ve inanmak ihtiyacımı karşılamam için tam zamanıydı..;)
Ben böyle düzeyli, kaliteli esprilerle incecik hüzünleri insana tam dozunda veren bir diziyi bugün hayatta göremem, beklemiyorum da... Belki bu kadarının geçmişte de yoktur eşi..
İzlediğim kaçıncı tekrarıydı bilmiyorum ezbere bildiğim repliklere aynı iştahla gülebilmek bile şaşırtıcı normal şartlarda, ama oluyor işte ezberlediklerine aynı kıvamda gülüp üzülebiliyorsun..(tıpkı Kemal Sunal filmleri, Hababam Sınıf'ları gibi..)
Karakterlerin her biri ayrı bir alem :)
Vahit emmilerinin yanına köyden okumaya gelen 3 amca oğlu ile ayrı şehirlerden yine üniversite okumaya gelen 4 kızın aynı evde geçen sıcacık öyküleri..
Bilmeyen yoktur sanırım ;) En sevdiğim karakter diye seçemiyorum bile birilerini hepsi harikalar...Cansu, Armağan, Rüya, Ayten, Recep, Haydar, Satılmış, Vahit, Zeliha...Meryeeem :)...Asiye..uzuyor..
Oturdum bütün gece 7 Numara replikleri okudum. Odamdan bir dolu kahkaha taşırdım... Kendi kendine gülene iyi demezler amaa.. :))
Ayrıca "deli sizsiniz,böyle bir çağda akıllı kaldığınız için" :)
Ve öğrendim ki her sabah 9 sularında yayındaymış..
Ve tekrar şaşarak söylüyorum ki 7 Numara'nın otoritesine de hayran kaldım :));
Uzun süredir alışkanlık haline gelen serseri yaşam tarzımın -ki bu sabaha karşı uyumak oluyor :)- bir dizi tarafından bu kadar kolay tersine çevrilme teşebbüsü saygıyla karşılanacak bir durumdur :)) Bunu bünyeme kabul ettirmem kendi dilimle ne zamanımı alırdı oysa :)) Yani ne varsa eskilerde var :P
Diziden hatırladığım repliklerle süslemek istiyorum bu yazıyı şimdiik :)
Hani Haydar'la Recep'in bir tekerlemeleri var ya ordan başlayayım isterseniz ;)
:"Dağlar daşlar, kurtlar kuşlar, gavlini tutmayanu cadılar dürtüşler :))" Bayılırdım bunu söylemelerine sırdaşlıklarına verilmiş bir söz değeri taşırdı ya.. "Top gizli,çok secret:))"
Kesmeden diğer replikleri de alt alta dizicem ;)
Recep: "ne o Vahüt emmü, ifadene gramp mı girdü" :))
"Gendümü seviyom, gendümü onaylıyom" :)
zeliha: "akarı kokarı yok,temiz iş.
vahit: zeliha lafı dolandırma...laf da sıkıldı ben de..sadede gel ya da o gelsin..olmadı ortada bir yerde buluşalım:)
11.bölüm
(Vahit hastadır. Behiye ve Meryem ziyarete gelir.)
Zeliha: Çok fena üşütmüş, çok. Her yanlarını sirkeynen ovdum, ovdum. Gene de bana mısın demedi.
Behiye: Vah vah vaaah.
Meryem: Başınız sağolsun.