Kaç gündür çiçek sulamaya gideceğiz..
malum anneannemler hala dönmedi..çiçekleri bize emanet.. seraları mı deseydim diye de düşünüyorum aslında..
günlerdir hava muhalefetiydi; tam çıkacakken yağmurdu derken ertelendi durdu..
ardından ben annemi biraz daha oyalamaya çalıştım..
şöyleydi böyleydi diye..
amacım bitkiler doğal seleksiyona uğrasın!
çok mu kötüyüm, öyle demeyin lütfen!
(bi açıklık getireyim bu arada ben bi saniye; bitki, çiçek falan severim o ayrı..ama doğal ortamında en en çok:)evde dozunda severim ama;) bir de öyle ilginç olacak, güzel kokacak bir de çiçek açacak! yoksa üniversitede bile bitkisel derslerden hazetmemişimdir ne kadar zorlasam da...))
annem "kesin öldüler" diyip duruyor ben de emin olalım diye içimden "beklemeye az daha devam edelim" diyorum..lakin güçlü olanlar ayakta kalsın ki evde yer açılsın..!
dedemle anneannemin çiçek sevdası biraz farklıdır; fazlacadır..eve gelmiş tanrı misafiriymişcesine sahiplenirler hepsini, kendi hallerinde ölüp gitmeden de kattiyen atmazlar..(o evde genelde ölmezlerde o ayrı!)
ve bu çiçekler öyle oturduğum yerde kalayım da demez habire dallanıp budaklanır; yeni ve daha geniş saksılar ister,yanındaki kökten sıkılıp "alın şunu şurdan" diye onu saksının dışına itekler durur,
periyodik olarak da "suyum nerde kaldı, suyumu getirin benim!", yok efendim "güneşimi kaybettim, solarım görürsünüz, besinsiz mi kalayım" gibi kendini acındırma hallerinde bir tehditkar tavırlar sergilerler..
bu söylediklerini duymazsınız belki ama öyle bir tavır koyarlar ki arada, mecbur bırakırlar sizi..
hepsiyle tek tek ilgilenmek gerekir..karbondioksit vermek gerekir..konuşmak lazım..sevmek lazım..
sonra bir yere gitmeye kalkarsınız tatile falan, arkanızdan ağlarlar! başınıza bela olurlar- fazla iseler:)- "biz ne olacağız" bakışları vardır bir mesela "biz evde mi oturacağız yani "der gibi bakarlar insana..! millete sıkıntı olmasın diye gitmeden bir de içi su dolu leğenlerin içine saksı yerleştirme derdi çıkar- genelde gece gece-..
bi fotosentez yapacaklar diye çektiğimiz çileye bak!sonra bir yere gitmeye kalkarsınız tatile falan, arkanızdan ağlarlar! başınıza bela olurlar- fazla iseler:)- "biz ne olacağız" bakışları vardır bir mesela "biz evde mi oturacağız yani "der gibi bakarlar insana..! millete sıkıntı olmasın diye gitmeden bir de içi su dolu leğenlerin içine saksı yerleştirme derdi çıkar- genelde gece gece-..
saldıkları oksijen de biçok biçok sanırsın çam ormanlarının arasındayız.!
hayır sadece oksijen üretseler neyse yine, tüketiyorlar da!'yok canım' diye inatlaşan insanlara rastlamıştım evet, canlı kardeşim bunlar solunum yapmayacak mı sanıyorsun??! Allah'tan kendi besinlerini üretiyorlar da, ekstradan suyun yanında 'öğünüm geçti 'derdi yok..!)
ne diyorduk? hah, anneannem ilgilenme işini çok güzel yapar yalnız.
evde 40 dan fazla saksı var hepsiyle ilgilenir..bu arada bu 40 dan fazla saksıda 40 çeşit bitki yok..ayrıca çiçek açan türde çok denemez, bazıları pek sevimsiz kokar..ve anneannem o bitkilerden düşen yaprakları hala köklendirip dikmekle uğraşıyor!yani bir tane olsun o çeşitten, 3-4 taneye ne gerek var??..
şimdi gelince kaldığı yerden devam edecek biliyorum ben!.
vallahi dışardan bakınca, bakamayacak kadar çocuk yapmış gibi bir halleri olsa da bakıyorlar o ayrı..:P
"bu evin işi hiç bitmiyor" dediklerinden anlaşılıyor en çok da canla başla çalışmaları:))
gün boyu orda olduğumuzda bu 'iyi bakıma' şahsen şahit şu gözler..
koskoca saksılar güneş kovalar durur..
oturuyoruz anneannem kalkar "ayy güneş şu tarafa dolandı ben şu sarıdünyayı şu tarafa taşıyım sever o güneşi, oyoyoyoyy dizlerim" diye kalkar! o koca saksıyı istediği yere götürür!biz varken beraber yaparız, ama en az yılın yarısını birlikte yol aldıkları kesin!
dedem ayrı bir hizmet içerisindedir..saksılar illa cam kenarlarında ya da cama yakın duracak ya..cam kenarına sığmayanların altına tahta parçaları çakar, durduramayız..bütün cam kenarları küçüklü büyüklü tahtalarla dolu!
işte böyle bu sevda bitmez! bana da maşallah demek düşer sanıyorum:P biraz da kendilerine eziyet etmeden yapsalar hepimiz mutlu olacağız:))
neyse çiçek sulamaya geldik kapıyı açtııık.."biz daha ölmedik! heheeeyt" sesleri yükseliyor içerden belli hallerinden..
" hala yaşıyorlar ya hiç biri ölmemiş"dedim..annem planımı anladı tabi akıllı kadın:))
"anneannen duymasın keser seni" dedi..
şu canavarların yaptığına bakar mısınız! =)torunun önündeler ha! çok kıskandım canım!! aaa..
yanlarına gittim bi tanesi pis pis koktu sanki, "bu tavır bu asabiyet, bu 'ne sandın' halleri, meydan okumalar gözümden kaçmadı" dedim, "lakin bitkisiniz bitki kalın canım, ne evcilleşmesiymiş bu bu kadar" diye söylendim..
bir su verme işleminin daha sonuna gelip çıkarken arkamdan güldüler kesin ukala şeyler..
oysa benim fesleğenim öyle miydi; kafasını karıştırırdım güzel güzel kokardı,severdim, konuşurdum..su ve karbondioksit ihtiyacını karşılardım, güzel güzel anlaşırdık..ama böyle bir kalabalıkla uğraşamıycam, uğraşamam..saldım çayıra mevlam kayıra da büyütemem kusura bakmayın..
hem sevmenin de bir sınırı olmalı, yormamalı öyle değil mi? ;) abartmamalı..ki ilgi daim olsun, gönüller hoş..;)
ve tek eşli olmalı insan pardon tek çiçekli:P
-Ebr-i Nisan-
4 yorum:
''millete sıkıntı olmasın diye gitmeden bir de içi su dolu leğenlerin içine saksı yerleştirme derdi çıkar- genelde gece gece-..
bi fotosentez yapacaklar diye çektiğimiz çileye bak!
saldıkları oksijen de biçok biçok sanırsın çam ormanlarının arasındayız.!
hayır sadece oksijen üretseler neyse yine, tüketiyorlar da!
'yok canım' diye inatlaşan insanlara rastlamıştım evet, canlı kardeşim bunlar solunum yapmayacak mı sanıyorsun??! Allah'tan kendi besinlerini üretiyorlar da, ekstradan suyun yanında 'öğünüm geçti 'derdi yok..!)''
harika...kaleminizden rengarenk bir hayat akıyor..
ço çok teşekkür ediyorum, çok sağolun;)
bu renkler aslında çoğumuzun hayatında var belki görülmeyi bekliyorlar sadece.. ;)
Bak sen o kadar uğraş didin,hiçbir seleksiyon olayı olmamış mı?:)
Her satırında başka bir yazarın,tanıdık bir anlatımın tadı var gibi ;öyle bir keyifle okudum..:)
Gülümseten satırlar için çok çok teşekkürler..
ne zengin bir dünyan var,ne hoş bir anlatımın..
geleceğin ünlü yazarını şimdiden tanımış olmaktan çok mutluyum..mevlam bırakmasın böyle güzel yazan ellerini,hisseden yüreğini.mevlaya emenet olasın..
Diğmi ama bitki dediğin birazcık selekte olur,strese girer ne bileyim,böyle arsızlık olur mu:P =))
çok teşekkür ederim Lale'm ne mutlu bana:))
aslında hepimizin dünyasında var bu kadar zenginlik..ben farkında bile değildim evvelden..
lakin bir an geldi Allah'ım dedim gözlerimi aç benim!
duamı karşılıksız bırakmadı Rabbim şükür ki..daim olsun hepimize inşallah..
yazarlık gibi güzel bir sıfatla onurlandırdığın için benim gibi acemi bir kalemi yine nasıl mutlu ettin anlatamam teşekkürlerimi minnetlerimi yağdırıyorum üstüne lalem sağolasın sen emi..
Sizler de mevla'ya emanet olasınız gözleriniz her daim katredeki deryaya değsin..
Allah razı olsun inşallah..
Yorum Gönder