Cuma, Ekim 29

'Bir karıncayı sevmekle başlayacak herşey; sıra 'insan'a gelecek ! '



Dışarda dün geceden beri çisil çisil yağan bir yağmur..kıyık duran pencereden içeriye mis gibiye yakın bir toprak kokusu giriyor..yani mis-li is-li bir karışım toprak kokusunu koluna takmış geziyor da diyebiliriz...
neyse ben de camın önünde elimde çay fincanı yağmuru izliyorum..
o sırada acı acı havlayan bir köpek sesi duydum.
akabinde 3-5 çocuk yan bahçeye doğru koşarak bahçe duvarından atladılar, ellerinde sopalar.!
bilin bakalım bu ufaklıklar kim: mustafa ve çetesi!

bu güzelliklere nasıl kıyılır..

hani size bahsetmiştim ya matematikle arası bunalımlı olan arkadaş.
diğerlerinin de ondan eksik kalır yanı yok haytalık konusunda!
bi kez daha anlamış bulunuyorum ki bu çocuklar uslanmayacak!
zavallı köpek kaçıyor bu canavarlar elinde sopa taş saldırıyor!!

geçenlerde haberlerde hepimiz izledik malesef bir genç (insanlığından gittiğinden emin olduğum bir genç!)kılıklının bir kediyi tepe tepe nasıl ezdiğini !!
daha çok olmadı en son pazartesi muhabbet kralı programında bu konu açıldı yeniden!
bunun üzerine düştüğüm dehşet bugün yine gözümde canlandı!!
o sırada camdan aşağıya neler bağırdım hepsini hatırlamıyorum ama bir hayli tehdit yağdırdım bildiğim tek şey bu!!ah ahh kardeşimi çok aradım!
bir insan evladı, savunmasız bir hayvana durduk yerde niye saldırır yahuu hayret bir şey!!!
bu çocuklara hayvan sevgisi aşılanmamış onu daha evvel görmüştük ailecek (en azından).(umarım herhangi bir canlının sevgisini taşıyorlardır diye de ümit ediyorum..)
ama o zaman birşeyler anlatabildiğimizi sanmıştım.

şimdi şöyle anlatayım; yazın bizim balkonda duvara asılı saksıya bir kumru iki adet yumurta bıraktı.
daha evvel de gelip aynı mekanda çocuk büyüten kumrularımız oldu ayrıyeten:)
hayvanlar sevildiğini biliyor azizim!

sevgili kumru ailemiz

birbirlerine de haber veriyorlar eminim; "bak şu evde oturanlarla aramız çok iyi suyumuz aşımız solucanımız karşılanıyor, çocuk yaparsanız orda gidip büyütün,valla çok rahat ettik birbirimizi de pek sevdik" gibi tavsiyelerde bulunuyorlar(: öyle düşünüyorum.
neyse bizim anne kumru günlerce üzerinde oturdu oturdu o sıcaklarda birgün yavrular çıktııı !
yavruları beslemesinden onları korumasına her davranışlarını sabahın 6'sından itibaren izledik evde olduğumuz süre içerisinde.
sonra yavrular büyüdü anneleri bu çocukları sık sık yalnız brakmaya başladı.
sabahları erkenden geliyor, besliyor, sonra da kanat hareketleri yaptırıyordu.
ama görmeniz lazım nasıl hayranlıkla izliyoruz, gözlerimizin önünde belgesel çekiyorlar:)
anne saksının ucunda  kanatlarını çırpalayıp duruyor, çocuklar da bir gayret annelerini taklit ediyorlar:))
neyse birkaç gün sonra oturuyoruz cama birşeyler çarpıyor baktık.
perdeyi bir açtık yine bu çete!! zaten o zaman adları çeteye çıktı!
ellerinde boncuk tabancası anneyi hedef almışlar, balkonun yanında duran pencerenin kenarında gözü çocuklarında hareket bile etmiyor anne kumru bu sırada...
camı açtık çocuklara neler diyoruz önce güzellikle anlattık "bakın yazık yavruları var(demez olsaydık..), doğru mu yaptığınız savunmasız bir canlının canı yakılır mı !" diye..
o sırada anne tam başımızın yanında kafasını eğmiş gözü çocuklarında!..
(bu görüntü hala gözlerimi dolu dolu yapar..nasıl bir içgüdüdür onlara birşey olmasın diye yanlarına bile gidemiyor ama gözü hep üzerlerinde kendinden geçmiş durumda..)
neyse çete ateşkes yaptı biz de sandık ki  üzüldüler bilmiyorlardı da yeni öğrendiler yaptıklarının yanlış olduğunu!
çok geçmedi ben balkon camında perdenin arkasından izliyorum bi tanesi kalktı yukarıya doğru nişan aldı yavrulara! ateş!!sonra da hemen eğildi oturdu yere saklanıyor..
Allaaaah tutmayın beni işte o zaman..!
kapıyı açtım ama neler söylüyorum, bu kadar sinirlendiğim zamanlar çok fazla değildir!
çocuk karşımda yeminler ediyor abla ben yapmadım valla diye!!
bi de yalan söylüyor yahuu!!
gel de naparsan yap!!
"çabuk ailenden birini çağır" dedim, "ne utanmaz arlanmaz vicdansız şeylersiniz siz ya" dedim!
"çabuk çağır" diye bas bas bağırıyorum.çocuk yalvarıyor "abla valla ben yapmadım nolur bi daha olmaz gidiyoruz" diye!(çelişkiye bakın!)
en iyisi ailesiyle konuşmak, olmaz ki böyle!..daha şimdiden hayvanları öldüren büyüyünce neler yapmaz..
bu kadar ciddi evet..
yüreğinde merhametle yetişmezse bir çocuk ilerde sen ondan merhametli olmasını nasıl beklersin!
bu sırada bizim aile bireyleri de çıktı kardeşim de evde.saçlar bonus sakal bıyık falan almış başını gitmiş bir parmak sallama hareketiyle bizim çete pırrr!!(:
yani bu kadar etkili olacağını bilsem daha evvel çağırırdım..(:
..
ama ortada bir sorun var bu kesin.
( ortada 'bir' sorun mu var dedim! dilim sürçmüş olsa gerek pardon.) ortalık sorun kaynıyor demem gerekiyordu..bizler de bıkmadan ortalığın çözüm kaynayan günlere dönmesini bekliyoruz!)

 İnsan olabilir, hayvan olabilir, bitki olabilir her hangi savunmasız bir canlıya nasıl gözünü bile kırpmadan kıyabiliyor insanlar!!
kıyabilmek ya canını yakmak!!sadece sivrisinek öldüren bir insan olarak, tüm hayvanlara aşırı bir sempatim var kıyamam!!kaldı ki herhangi bir canlının yaşama özürlüğünü elinden alamam!kimse alamaz!!ama alıyorlar işte..

hayvanlara yapılanlar ortada..
ya insanlara yapılanlar!sinek öldürür gibi öldürüyor millet anasını, babasını, kardeşini,yeğenini bu kadar yakınını ya!!
ve tuhaf kimse de demiyor ki bunu niye yaptın senin sorunun ne??
kimse araştırmıyor???
kimse 'bu insanlar neden insanlığından gidiyor' demiyor!!!
cezan bu gir içeri yat,en kötüsü müebbet! bazen bir insanın canı üç beş kuruşa kotarılıyor!
para cezası diye bir şey var bu ülkede öyle ya!

yani bu insanlar içeri girince ya da parayı verince ayırıveriyor sanki iyiyle kötüyü, "aaa ne ayıp etmişim bi dahaa yapmıcam" falan diyorlar sanki..
ama sorun ne bilen yok!!!
böyle bir sistemin girdabında herşeyin daha güzel olacağı günleri bekliyoruz..

birden birşey olacak; insanların kalbinin koronerlerinden sevgi, merhamet, insaniyet falan pompalanmaya başlayacak!bu yüzden 'kimsenin bu hususta birşeyler yapmasına gerek yok' mahiyetinde bir tavır söz konusu!!
neden çünkü daha ehvel sorunlarımız var bizim!
"resepsiyona katılsam mı katılmasam mı ay bilemedim şimdi'yi düşünüp duruyorlar ya..!
bu bunlardan daha önemli bir konu ben de burda nelerden yakınıyorum..hayret birşeyim yani!

...
yahuu ceza dediğin biraz eğitici olur!bişey olur ki o cezada adam yaptığı yanlışı anlasın!
bişeyler öğrensin..kaybettiği neyse bulsun!
sorunu neymiş bir araştır yani!
bu kadar mı meşgul bir ülkeyiz biz yahuu,peki bundan bizim niye haberimiz yok!!
gördüğümüz kadarıyla herkesin birbirine laf yetiştirecek kadar bol vakti var!
yoksa ağızlarından çıkanı kulakları duymayacak kadar meşguller de bizim kafa mı basmıyor!??
**

izlediğim belgesellerden biri amerikanın bir eyaletindeki mahkumların hayatını konu almıştı..
bunların hemen hemen hepsi cinayetle yükümlü..
herbirine birer köpek veriliyor(bunlar toplanıp aşılanan sokak köpekleri),onlardan bu köpekleri eğitmeleri isteniyor..herşeylerinden sorumlular..
o köpeklerle aralarında kurulan bağ yüzlerindeki vahşi ifadenin makyajını döküyor yavaş yavaş..
gittikçe bağlanıyorlar hayvanlara..içlerinden biri rahatsızlansa sorunu neymiş öğrenene kadar başlarında bekliyorlar..
onlar köpeği eğitiyor, köpek onların yüreğini yumuşatıyor..
içerde boş boş zaman geçirmedikleri gibi sorumluluk alıyor, merhamet duyguları uyanıyor, aynı zamanda da sokak köpekleri burdaki gibi zehirlenip öldürülmek yerine yoldaş konumunda eğitilip evcilleştiriliyor.
böylece birşeyler değişiyor evet!

sonra hırsızlık suçu işlemiş insanlar yardım derneklerinde çalıştırılıyor..
yani insanlara işe yarama becerisi kazandırılıyor!!
eğitici cezalar azar azar birşeyleri değiştiriyor..en azından birşeyler yapılıyor!!
şimdi bir de bu tarafa dönersek!!
susayım mı  ben!

dışardan birşey alma gereği duyuyoruz ya hep! illa ki benzeyeceğiz ya onlara..
hani biz! "doğuya giden bir geminin güvertesinde batıya doğru koşarak batılılaştığını zanneden" biz!
biz onlardan ne alıyoruz peki??
hepimiz görüyoruz az buçuk bunu..
daha çok açılıp saçılarak hayırlı birşey aldığımızı düşünen varsa açık açık söylesin!

neyse nerden geldim ben bu konuya..?
belliydi bu kadar dağılacağı içime doğmuştu..
ben hayvan sevgisinden gireceğimi sandım nereden çıktım..
aslında durum şu; birbirmizin ve doğadaki tüm calıların yaşama hakkına saygı göstermek..'saygı'..hep unutulan,yok sayılan bir kavram haline gelen hani..
günlerden birgün çıkıp gelen onların evini yurdunu dağıtıp yerleşen, atmosferlerinde yama yapılamayacak kadar büyük delikler açıp sonra da yaptığına şaşırıp sonuçlarını inkar eden insan topluluğu.. sanırım işe sizden özür dileyerek başlayabiliriz..

sizi daha iyi tanıyarak,belki barış ve uyum içinde yaşayabilmeyi sizlerden öğrenerek..
sizleri severek sevgileri pekiştirip yeniden temize çekebilmek..!






derken' bir karıncayı sevmekle başlayacak herşey, sıra insana gelecek!..'


-Ebr-i Nisan-

6 yorum:

arkashx dedi ki...

bizde çocukkken çok koştururduk kuşların kedilerin falan ardından..elimzde sapan yada ucu civilenmilş mızrak haline getirilmiş:)sopalarla..erkek çocukjların genelinde avcılık faaliyeti erken yaşlarda başlıyor..sanırım fıtrattan düşünsenize taş devrinde falan olsaydık ne kadar çok avlnırsa çocuğumuz o kadar guru duaycak aksinde ise o kadar üzülüp işe yaramaz seni diyecektik...büyük ihtimal yaratılıştan kaynaklanan bi durum sözkonusu..tabii mustafa ve çetesinin yaptıklarını meşru kılmıyor gene de:)siz şu mustafayı iyisimi yollayıverin bana..hem matematik hemd avcılık konusunda bişeyler paylaşabilriiz onunla:)bu arada fotolar hoş..kumru ayrıca gzüel..kalın sağlıcakla..

Ebr-i Nisan:) dedi ki...

ne! ucu çivili sopalar mı!aman yarabbim umarım kedileri yakalamamışsınızdır hiç diye temenni ediyorum.
taş devri konusunda haklısınız o zaman avcılık en geçerli meslek tabi:)hatta bir nevi yaşam tarzı.lakin bugün buna pek lüzum yok sanıyorum;)hobi ve spor olarak görülmesi fena sinirime dokunuyor.

doğanın dengesini yeterince bozmuşuz tepemize çekirge yağınca şikayet edecek yüzümüz yok!

hem gerçekten nasıl kıyılır benim aklım almıyor da zevk olsun diye..hayat onlarla güzel;)

mustafaya gelirsek vallahi çok iyi olur buralardan uzaklaşması:)matematik konusunda sizi sonuna kadar desteklerim ama mümkünse avcılık konusunu hiç açmayalım:)
o öğreneceğini öğrenmiş şayet bunları unutmasına yardım ederseniz anlaştık:)

kumrunun ve yavrularının daha güzel ve renli fotoğrafları vardı ama ne yazık ki bu bilgisayarda yok, diğerlerine de daha çok eklenecek fotoğraf vardı ama yazıda yer bulamadım:)
teşekkür ediyorum yine sağlıcakla kalın..

mesude dedi ki...

Hayata senin kadar temiz gözlerle bakan bir insan daha var mı acaba...
Yeşili görüyor gözlerin ,akabinde güzeli...
Yazdıklarını okurken geçmişe uzanıyor ellerim...
Bir yanım hep hüzün bir yanım tatlı tebessüm...
Seninle yollarımız kesiştiğinden beri bu iki duygunun içinden aynı anda geçiyorum.
Yine çok güzel bir yazıydı.
Eline emeğine sağlık.
Hep söylediğim gibi daha sık yazmalısın :)
İhtiyacımız var bunlaraaa...

Ebr-i Nisan:) dedi ki...

Canım benim çok çok teşekkür ediyorum ne güzel cümleler bunlar böyle..(:
emin ol var;)
senden başlayabiliriz mesela;)

umut lazım..herkese..
'bugün güzel birgün olacak diye bakmazsak nasıl yaşarız??' öyle değil mi..
iyiyi düşünmek kurtaracak kurtarırsa bizi..o yüzden eleştirsek de şikayet de etsek hep güzele güneşe dönmeli yzüzümüzü..

içimden gelince tutamıyorum kendimi zaten yazıyorum:) gerçi hepsini yayınlamıyorum iyi ki de:P

çok sağol canım benim tekrar yorumlarınla hoşgeldin yeniden;)

arkashx dedi ki...

yapacak bişey yok hem kar etmeyecek bu saatten sonra nedesem :(üzgünüm ama bazılarına isabet ettirebilmiştik..umarım affederler beni..çocukluk işte..ozamanlar kovboy filmleriyle büyüdüğümüz zaman..sizde çok iyi hatırlarsınız her oyunun bi mevsimi olurdu..popüler olurdu bi oyun bi süre ve hep o oynanırdı..bir ay iki ay gibi..bizde koştururduk tahtadan atlarımızı kaçan ne varsa mahallede kovalardık artık..kement mızrak ok vs..çocukluk işte...allahım ne kadar savunma yhaptım böyle...sanki sizden farklı düşünüyormuşum gibi..suçluluk psikolojisi oluştu sanırım bende...afacan mustafaya selam..ha bide mustafa ve çetesine çok acıklı bir kuş hikayesi anlatın..yada kuş öldüren bir çocuğun başına gelen felaktlerle,çektiği acılarla dolu bir hikaye..belki işe yarar en azından bana anlatmışlardı ama işe yarayıp yaramadığını şimdi hatırlayamayacağım..saygıyla

Ebr-i Nisan:) dedi ki...

ben sizi anladım merak etmeyin:)
yorumuma tekrar bir baktım da çoğu size yönelik değildi zaten;)
hem çocuklukta kaldığı belliydi söylediklerinizin:) şuanda da elinizde çivili sopalarla koşturduğunuzu, kedileri tekmelediğinizi falan düşünemiyorum zaten;)

evet çok iyi hatırlıyorum eskiden her mevsimin her dönemin farklıydı oyunu..çocukluk sokaklarda geçerdi genelde,oyunlar hep evin dışındaydı neredeyse..hayvanlar da oyuncak olmaktan nasibini alıyordu tabi;)

ama bu mustafa grubu sanki biraz farklı, ne bileyim..aslında diğer çocuklar 'şiddet içerikli' de pek sayılmazlar:) karşılaşınca selam verip kuzu kuzu kaldırım kenarına çöküyorlar ama mustafayla karşılaşınca ortalıktan kayboluyor:)-(sanıyorum bu yüzden selamınızı da iletemiycem:))

e ben de haliyle işkilleniyorum yine ne işler çeviriyorsun diye:))

bu arada anlatmaz olur muyum anlatmıştım kuş yuvasını bozan kuşları öldüren bir çocuğun başına neler geldiğini o gün. yazıda belirtmedim ama sanırım onlar için bir işe yaramamış en azından şimdilik(.
ya da bunu sadece kuşlar için geçerli saydılar:)

iyi akşamlar;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...



Counters
Free Web Counter