‘Mektup’ diyoruz, siyah beyaz bir inceliğin vurgusunu yapar gibi anıyoruz adını… Varlığını devam ettiren o asil samimiyetiyle, elimizin değdiği satırlar taşıyor belki de bizleri bugün onun bahsini dergimize nişanlamaya…
Ve adının en çok ‘aşk’ın kollarında nefes alışını yaşıyoruz dün gibi bugün de. Bir zarfın içinden dökülen en nadide kelimeleri aşkla doğuruyor mektup… Sevgiliye uzanan, sevgiliye uzayan yolları en iyi o biliyor…
Özlüyoruz… Elinin teri ya da gözünün yaşı sildiği için okunamayacak hale gelmiş mektupların sahiplerinin yaşadığı zamanları… Bir bilgisayar monitöründen ya da bir telefon ekranından bize ulaşan seslerle mürekkebi damlayan bir kalemden duyulan satırların, içimizde uyandırdığı hissi eş tutamıyoruz çünkü. İstiyoruz ki bize seslenenin kokusunu, parmaklarının dokusunu, dokunuşunu koparsın gelirken… Elinin değdiği satırlara değdirelim elimizi… Yüzümüzü sürelim satırların hasretine… Onun kâğıda seslendiklerini duyursun bize bakışı cümlelerin… İçimizdeki ayazı uzun boylu soluğunda dindirelim… Her seferinde, postacının gelişini geçmiş zaman kipine düşmeden bekleyelim… Aynı heyecanla…
Ve aynı samimiyetle, gecenin sabaha ulanmasına aldırmadan içimizdekileri satır satır işleyelim sevgilinin sesine… Bir fincan kahvenin buğusunu, geceden düşen yıldızların ışığını tutuşturalım zarfın köşesine… Özlemin şebnemlerini de bırakalım yüzümüzden yolların kuraklığını dindirsin diye… Mesafeleri yırtarken, kâğıtlardan sarkıtalım sözümüzü…
Çok uzak değil iki insanı buluşturan en nadide haberleşme aracının adını mektup olarak bildiğimiz günler… Lakin iletişimdeki kolaylığın onca yol kat etmesine rağmen, zamanı kendisine dar gelen bir dünyanın içindeyiz bugün… Uzun boylu, samimi ve vakti cömert cümlelere, hasret büyütüyor yüreklerimiz… Ve bir telefon kadar yakın olan mesafeleri bir kısmımız yine mektubun sıcaklığıyla eritiyoruz…
Samimiyetin, ‘içimizden geldiği gibi’nin en yalın hali… Ve en gerçek… Biz bugün sana sesleniyoruz… Karşımızda duran varlığına ve canlılığına yüz sürerek açıyoruz kapılarını…
Ve bekliyoruz sesine dokunmak isteyen herkesi sayfalarına…
**************************************
3. sayısında, Hayal Bilgisi’nin okuruyla buluşturduğu isimler şöyle:
∞ Arzu Eşbah ∞ Nihan Işıker ∞ Mesut Gül ∞ Cihat Albayrak ∞ Müzeyyen Çelik ∞ Ahmet Kanter ∞ Hakan Bilge ∞ Saadet Sorgun ∞ Ayşe Ünsal ∞ Esra Dülger ∞ Gülşen Çağan ∞ Ebru Balcı ∞ Ali Berkay Bircan ∞ Eren Gürleyük ∞ Şakir Taş ∞
Dergimizin ilk iki sayısından edinmek, abone olmak, fikirlerinizi paylaşmak, ayrıca eser gönderimi ile ilgili konular için:
hayalbilgisi@windowslive.com
http://facebook.com/hayalbilgisi
http://www.hayalbilgisi.org/
Cihat Albayrak - Ayşe Ünsal
Genel Yayın Yönetmeni - Editör
14 yorum:
Emeğinize sağlık canım :)Bu sayı daha farklı oldu gibi sanki öyle hissediyorum ,kapak o kadar hoşuma gitti ki !Dokunduğun her şeyi güzelleştiriyorsun.Daim olsun =)
Ayşe Ünsal - Editör,ebr-i nisanım sensin değilmi..(bide huzur konulu yazında kullandığın foto kendine mi ait)
Bir gün ünlü bir yazar olacağını tahmin ediyordum ama sen zaten epey yol katetmişsin,yolun açık ,kalemin velut olsun ,bir gün kitaplarını da okumak nasip olur inş..Allah yardımcınız olsun canım,senin ve arkadaşlarının...
selam,sevgi ve dualarımla..
Evet beyaz lalem benim.) (ve o fotoğraf da bana ait evet;))
Bütün güzel dualarına amin diyorum can'sın...
Öyle güzel bir sıfat yakıştırıyorsun ki inşallah diyorum o 'yazarlık' sıfatını taşımak da bir gün kısmet olur inşallah;)
zira olmasa da mühim olan içini yazıya dökebilmek az çok şükür ki..(:
Tekrar çok ama çok teşekkür ederim Lalem;)
Benden de selam, sevgi ve dua ile..
Mesudemm teşekkür ederiz canım benim;)
Hepimizin emeğine sağlık, sizin payınız da büyük emin ol;) çizimler ayrı bir hava kazandırdı:)
Kapağı ayrı güzel oldu evet:) yine;)Sevgili yayın yönetmenimizin eline,emeğine sağlık:)
Ve kapağını kaldırınca da ayrı bir güzellik, göreceksin :)
Güzel az kalsa da tabire..büyüyor, yürüyor :)
Daim olsun inşallah kuzum tekrar sağol..her şey için;)
3.adım biraz daha güvenle basılıyor..bebek yürüyor..ilk iki adıam göre daha güvenle yürümenin heyecanı daha bir hoş oluyor..koşar adım gidilecek olan zamanlar geldiğinde en çok özlenen zamanların ilk sırasında olacak olan bir adımı atmaktasınız..kıymetini bilin ve alabildiğine keyfini çıkarın derim ..ki hayat güzeldir:)nice sayılara ulaşmanızı ve tabiki hep bu tatlı,güzel heyecan içerisinde olmanızı dilerim..
Sağolasın dostum ;)
İnşallah ki eminim bu güzel heyecan her sayıda kendini yenileyerek artacak;)
Kıymetini bilmez miyiz hiç:)
Bir kaç aksilikle karşılaşılsa da keyfini de hakkıyla çıkarıyoruzdur inşallah diyorum :)
Tekrar sağolasın ;)
ve evet Hayat Güzeldir! her zaman her şeye rağmen!(.
Mektupları ben de çok severim. Mektuplar binbir duygu ve hissiyatın, mum ışığında belki saatler süren bir dağa tırmanış hikayesidir.
Her bir kelimesi, kişinin duygusunu yüklenir de birer hammal oluverir, kimi zaman mutluluk taşırlar, kimi zaman hasret, kimi zaman üzüntü. en ağır yük onlarındır belki de, değil mi?
Ben de yazmak isterdim aslında hayal bilgisinde ama böyle yazamayız maalesef :). Daha zamanımız var :).
Mektup bambaşka bir şey... İnsan onun verdiği duyguyu başka hiç bir iletişim aracında bulamaz sanmıyorum...
Hep capcanlı, hep duygu yüklü, hep samimi...
Sizin 'meçhul sırdaşa mektuplar'ınızı okumak ayrı güzel..
Ve kesinlikle dergimizin her sayısında mektuplara her daim yer var;)
O zaman mutlaka bekliyoruz kıymetli yazılarınızı;)
Kimsenin 'böyle'si yok ki... herkesin kendincesi var...
ve zaman niçin şimdi olmasın.)
sewgılı dost, ne olur blogunuzu bız sızı sewnlerı artık çok ozletmeyın ve bseyler yazın çok ozledık...
Sevgili dostum ne güzel özlenmek, çok teşekkür ederim bunu dile getiren kalbin sağolsun;)
Buralarda değildim ilgilenemedim o yüzden blogumla hiç, inşallah en kısa zamanda Hayat Güzeldir'i nacizane satırlarımla buluşturacağım... Sizler de özlendiniz çok;)
Görüşmek dileğiyle diyorum inşaallah, sağlıcakla..
Sevgiler... (.
hayırlı olsun yeni sayısı.
teşekkür ederiz ;)
Canım Nisanım,hayırlı meşguliyetlerin olsun inş,ama bizide unutma,olmazmı:)
yeni yazı girmişsin ama ben okuyamıyorum,sadece yayın akışında görüyorum...ama olsun sıkıntı değil,ben öncekilerden okurum şifa niyetine...
Bir bardak demli çay ,selam ve duayla ..
Hiç unutur muyum, ama bazen kelimeler toparlanmıyor ya da zamanını bekleyen yazılara dönüşüyor buralara yol olması uzuyor o yüzden... ama inşaallah tekrar toparlanıp gelecekler Lalemm;)
Dün yayınladığım post tamamlanmamış bir yazıydı, yanlışlıkla yayınlandı, kaldırdım ben de o yüzden yok burda, lakin en kısa zamanda tamamlayacağım inşaallah...
Yazmak yaşamak gibi...
Öyle iyi geldi ki şimdi yaptığın yorumlar söylemeden geçemiycem elbette, çok teşekkür ederim, bu güzel yorumların da bana daimi şifa;)
Bir bardak demli çay, selam ve dua ile benden de;)
Sevgiler..
Yorum Gönder