Pazartesi, Mart 14

'Canına Yandığımın Dünyası'..

Yeniden Merhaba Hayat Güzeldir;)
Hasret sona mı ersin, ne dersin?? (:
Gerçi sana dokunanlar henüz ellerini üzerinden çekmediler diğer arkadaşların gibi; lakin biz ne yapıyoruz; inatla hergün bir şekilde görüşüyoruz:)
Artık bilmediğimiz bir şey kalmadı sanırım, DNS ayarı değiştirmeee ( ki sorsalar DNS nedir diye hala bilmem:)) ), sonracığıma binbir türlü programlar indirip ulaşmaa, en çok da Ip havuzundan sızma var:)
Genelde denk geliyorum bir bakıyorum; aa açılıyorsun.
Arada bir de sana erişim engellendi diyor bir densiz,neyse diyorum bekleriz,nasılsa sızarım havuzdan..
Gerçi bugün güzel bir haber aldım ki artık erişim engeli son bulacakmış!:))4-5 güne kadar inşallah;)

Derken uzattım yine ve diyorum yeniden merhaba:)
Çok özledim! :)
***
Biliyor musun caanım blog bize olan olmuş!
Bugün gazetelerdeki haberlere bakıyorum; durumlar malum..Çok fena, hem de çok..
Nükleer santrallerle ilgili bir haberdeyim sonra altındaki yorumları okurken gözlerim dışarı fırlamak üzereydi mi deseeem, beynim uyuştu mu deseem bilemedim!
Milletcek tecrübe etmediğimiz şeyler hakkında çok güzel atıp tutuyoruz diycem ama edilmemiş bi'şey de değil!
Söylenenlerden bir "bana bişey olmaz" halleri akıyor ki sorma!
Kesin sen de inanamadın, kesin!
"Bize bi'şey olmaz" diye rahat rahat haberlere yorum yazan arkadaşların gözüne bir yerlerden çarpar mı bu satırlar bilmiyorum ama demek isterim ki; "size daha ne olsun! size olanlar olmuş zaten! geçmiş olsun!!!"

Adamlar nükleere karşıyız diyor birileri de altına geçip "oolduu taş devrinde yaşayalım isterseniz bir de.teknoloji bu boru mu elbet getirisi kadar götürüsü de olacak." yazıyor!
Yok 'ben internetimden vageçmem, enerjimden tasarruf edemem', 'ne güzel işte kesintisiz enerji', yok 'amma dünyayı önemsiyorsunuz ne olmuş napalım olacaksa olur', 'bu greenpeace de kafayı nükleerle bozdu,radyasyon kaptılar herhal'' ve benzeri bir sürü yorum!
'Biz bi'şey mi yaptık olacak varsa olur' diye bakan insanlar var yahu!
Sen tedbirini alma, olacakları engellemeye kalkma, sık sık gez o deodorantları falan, elektriği suyu bol bol harca, sen sana emanet olana bakma, sonra da kalkıp olacaksa olur de! Olduu! Bu durumda sen bi'şey yapmamış oluryorsun değil mi!

O radyasyon bir sızsa ne olur biliyor musunuz??
Yeşil yeşil yanıp söneriz hepsi bu değil mesele!
Uranyum 'süpürgeyle kovalanan' bir şey değil, böyle camları açıp ülkeyi havalandırınca da çıkmıyor radyasyon dedikleri!
Bilmem farkında mısınız?!
Sonra milletcenek sivilce gibi kanser çıkarmaya başladığımızda "ana!bana bi'şey oldu, vallaha da oldu!" demeyeceğinize kim garanti veriyor? Ne olacak o zaman; tecrübe mi!

Artık hava durumlarındaki abartıya daha temkinli yaklaşıyorum.
Zira gülme tutardı. Bir kar haberi verecekler sanırısınız dünyaya ilk defa kar düşüyor!
"Şok şok şok! pencereden kar geliyor!"
Hiç kar görmedik ya, ne yağıyor diye panik olucaz sanki!
Asıl mühim olan ardından havaların bu denli hızla ısınması.
Hiç hayra alamet mi? Allah muhafaza..
Japonya'nın yaşadıklarını yaşamayacağımıza kim garanti verebilir?

Dünya misafir terlikleriydi bize şairin dediği gibi, lakin emanetti de..unuttuk..
Ona öyle hoyratça bağırıp çağırırken nasıl oluyor da hala güzel bir ses duymayı bekliyoruz tuhaf doğrusu..

Açan çiçeğini görmedik,sevmedik, gördüğümüzde yaşatmadık!
Bu dünyada tek misafir bizler değildik,hiç umursamadık..
Onca hayvan evinden barkından olurken biz daha geniş alanlar diye diye bir yerlere sığamadık!
Bir teknolojiyi keşfettik, insan bazen diyor ki "hay keşfetmez olaydık!",  nasıl kullanacağımızı bilemeden esiri olduk onun da..
Enerji bakanı kalkmış "24 saat kesintisiz enerji " diyor..
Bu açlığın sonu ne olacak diyorum ben de? O sonsuz enerjiyi Hakk'ın rahmetine kavuşunca ne olarak kullanacağız??

Yediğimiz içtiğimiz desek, ne yediğimiz belli değil!
GDO'lar var, şimdi bir de NBŞ(nişasta bazlı şekerler) çıktı, hormondu,ilaçtı zaten vardı..
Biz üretip yemekle kalmıyoruz, hayvanların yemleri daha fena..
Et,süt ,yumurta, yoğurt, peynir falan! unutun..sağlıklıymış peh!
İnekler vs. özgür değil bir kere! hayvancağızlar otlak görmüyor ki! Çiftliklerde sıkış tepiş neredeyse tek ayak üstünde yaşam mücadelesi veriyorlar!
Sular deseniz içler acısı, civa yoğunluğundan balıklar el bombası gibi dolaşıyor!

Hava kirliliğine hiç değinmeye gerek yok!
Neredeyse gökyüzünün rengi değişti!Küresel ısınmaktan bir hal olduk!
Farkında mısınız bilmem; eskiden kutuplar erimeye başladı denmişti, ardından kutuplardaki erime hızlanıyor dendi, sonra kutuplar hızla eriyor, dün okudum 'artık kutuplar çok hızlı eriyor' yazıyordu!
Ve biz bu haberleri duymaya başlayalı çook uzun bir zaman da geçmedi.
Bir haftaya kutuplarda çim çıktı diye okursak şaşırmıycam yani!
Dünya daha nasıl sinyal versin!

Kutup ayıları da renk değiştirip bu tafara doğru yola çıkarlar yakında.
Artık eriyen buzullar kimin payına tsunami olarak döner Allah bilir!
Duydunuz mu bilmiyorum baykuşların rengi değişmiş çoktan.Güneş ışınlarının etkisinden korunmak için koyu kahverengi olmuşlar.
Kuşlar dikkat ettiyseniz artık resmen bağırıyorlar..
Hayvanların ya nesli tükeniyor ya da morfolojileri değişiyor.
Peki ya biz?
Hazırlıklıymışız gibi davranıyoruz ya hala aklım almıyor.
Ya da elle gelen düğün bayram rahatlığı mı bu??

İlerisini düşünmek bile istemiyorum!
Ölmez sağ kalırsak(!), bizi nelerin beklediğini tam anlamıyla tahayyül bile edemeyeceğimizden eminim.
Bugün haberlere baktıysanız görmüşsünüzdür Japonya depreminden sonra 'Dünya'nın ekseni kaymış' durumda! Japonya 2.4 metre Dünya'nın ise 10 cm!
Bu demek oluyor ki artık daha hızlı dönen bir yerkürede 'günler mi kısaldı nedir, hiçbir şeye yetişemiyorum şekerim' dediğimiz zamanları hızla da özlemeye başlayacağız!
Mevsimlerin boyu çekecek ( hoş zaten mevsimlerin adı var), günler, aylar, yıllar hepsinin ömründe değişkenliklerle yüzyüzeyiz!

İlerde -tabi dünya daha fazla dayanamayıp intihar etmezse!- tek mevsimlik zamanlar bile görebilir insanoğlu!
Müzelerde şimdi giyilen kıyafetler sergilenirmiş, düşünsenize..
"Bak yavrum atalarımızın zamanında kış diye bir mevsim varmış; onlar böyle ilginç kıyafetler giyerlermiş, şu uzunumsu kaba aykkabılara bot,çizme falan diyorlar, şu kıllı kıllı şeyler de kürk olmalı." ve benzeri diyaloglar yaşanamaz mı, yaşanabilir!

Yerçekimi bakarsınız ara ara kalkmaya başlar!
Sonracığıma uzaylıların kaçırdığı başbakan Mars'tan bildiriyor gibi haberler çıkar!
Ne bileyim radyasyondan hormonlu bir hal alan börtü böcekle savaş için yeni bir puton bombası geliştirilebilir!
Oksiyen sarraflığı bile çıkabilir!
Evdeki tartışmalar bile değişir!
"- yahu Rükmettin amma çok konuşuyorsun,kapa çeneni be adam! konuştukça höpür höpür oksijen yutuyorsun! babanın oksijeniydi sanki diğmi!!! aaa doydum canıma vallahi doydum!" diyen evin hanımına adam da yine aynı şekilde iyi dileklerde bulunabilir!
"-Bana bak ulan Cezviye, sana mı sorucam yediğim oksijeni, kendine bak sen kendineee! evin iklimini tanınmaz hale getirdin be kadın!kesin senin sülalen delmiştir ozunu da! al senin olsun o ikicik oksijen de; ölüyorum ben!" gibi..

Hırsızlık olaylarında çalınan materyaller de kesin değişir!
"-Sevgili seyirciler gün geçmiyor ki yeni bir hırsızık olayı duymayalım! Geçtiğimiz gece bir apartmana dadanan iki adet hırsız bütün dairelerdeki oksijen tüplerini çalarak sırra kadem bastı!
İnsanlar panik içinde nerde bu devlet diye bağrışıp duruyor! Devletten gelen cevap az önce ellimize ulaştı; yörüngede dönen  başkan "sizin oksijeninize de mi ben sahip çıkayım! ozon delinene kadar nerdeydiniz!"diye vatandaşlara 'uyanık olun biraz sayenizde bu haldeyiz' imalarıyla yine zeytinyağı gibi suyun üzerine çıktı!..
evet sayın seyirciler şimdi sırada diğer haberimiz var...."
..
Dünyada ülkeler arası ilişkilerden hiç bahsetmek istemiyorum!Zira küreyi ısıtıp kurutan en büyük etken onların iletişim (pardon iletememişim) sorunu değil mi??
Birbirini yerken üretilen onca kimyasal bir gün başımıza iş açacaktı tabii..'Dünyanın bütün hısım akrabasını ağlattınız! Dünya da sizi ağlatmasın' uyarılarına kimse kulak asmadı! İlle de enerji dediniz!
Şimdi o enerjiyle oksijen üretin bakalım, sonra zehirsiz besin üretin! Temiz hava sahası, su sahası üretin!
Tsunamiye dayanıklı binalar üretin, alemin akıllısı sizsiniz!
Tebrikler!
Biz öylesine konuşuyoruz zaten siz yine arı vızıltısı sanın!
Burası böyle daha güzel diye elbirliğiyle ağlattığınız dünyaya bir de şimdi bakın!

Ah canına yandığımın dünyası..Ah sevgili misafir terliklerimiz..
Sen de emanettin bize değil mi!
Sahi biz hangi emanete sahip çıkabildik ki???!

-Ebr-i Nisan-

2 yorum:

A-H dedi ki...

Dedigin gibi biz hangi emanete sahip cikabildik ki :(
Cok guzel yazmissin ellerine saglik. Bana hep kendimiz calip kendimiz oynuyormusuz gibi geliyor, isyanimizi ya da gercekleri duyan kimse yok bir avuc kalmisiz gibi :(((

Ebr-i Nisan:) dedi ki...

Ah sevgili A-H umutsuz tabloya umutsuz yaklaşmak istemiyorum her ne kadar yerden yere vursam da:(..
'yaşıyorsak umut var' gibi bir şey bu da sanırım..

belki sandığımızdan daha kalabalığız..kimbilir..inşallah diyorum..

ama vurdumduymazlıkların hesabı nasıl verilir..hiç bilemiyorum işte bunu..hesabı verilemeyecek öyle çok şey zuhur ediyor ki..

umarım..umarım 'biz büyüdük ve kirlendi dünya' şarkısına ortak olmaz bizden sonraki nesil..diliyorum zor görünse de,umutla diliyorum..

Rabbim sonumuzu hayır etsin inşallah..

Ve çoook teşekkürler..hayırlı sabahlar olsun..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...



Counters
Free Web Counter