Salı, Temmuz 20
"Evleniyoruz; verdiğimiz rahatsızlıktan ötürü affınıza sığınıyoruz" :) :P
Mevsim yaz..
Bu mevsim de herkesin evlenesi gelmiş bir durum söz konusu her yerde ama her yerde =)
tabi canım, normal yani insanlar yuva kuracaklar falan..:P
bizde de aylardır düğün koşuşturmaları var; en yakındakini pazar günü atlattık..
düğünler küçükken deli gibi koşturup durduğumuz,düğün salonlarına gönderilen çelenklerden görünmeden çarptığımız çiçeklerle buketler oluşturup "baaak benim buketim daha büyük oldu, seninkiler ölmüş bile" gibi cümleler devirdiğimiz, oynamayı o zamanlar bildiğimiz:)-kendi adıma konuşursam:P-,kimin için giyinip kuşanmış olduğumuz bizce çok önemli olmasa da, en sevdiğimiz hatta yeni alınmış kıyafetleri bir heyecan üzerimizde taşıdığımız..vs..günlerdi..
o zamanlar pek heyecanlı geçerdi..her şeyin tadını çıkarabilecek, en fazla boyumuz kadar sorumluluğumuzun ve oturaklılığımızın sahibi olduğumuz yaşlardı..
hatırlıyorum da eski düğünlerde hep cam şişede gazoz,kuru pasta ve kuru yemiş ikram edilir; kendi gazozlarımız bitince anne ya da babamızın gazozuna göz dikilir veya ortada sahipsiz dokunulmamış şişeler göze kestirilirdi..
yemekli düğün yok denecek kadar azdı ve davetliler bugün yapılan gösteriş yarışına girmiş düğünlerden daha memnun ayrılırdı o zamanlar..
çocuk gezdirme ya da gelin almalar bu kadar curcunalıve stresli hayatta olmazdı..
babama neden daha sık kornaya basmıyor diye kızdığımı hatırlıyorum konvoylarda:))
bir de amcamın daha ortaokulda olan oğlu evlense de düğünün de gelinlik giysem diye düşünüp dururdum:))henüz yeni evlendi ve benim de gelinlik çağım geçmiş oldu=))
çocukluğun merakları sadeleşerek eskiyor..
şimdi evlenecek olsam ;şayet öyle bir deliliğe imza atsam:P gelinlik giymeyi aklımdan bile geçirmiyorum diyebilirim:)sade, güzel beyaz bir elbise o günün anlamını en güzel şekilde taşıyacaktır..
diyerekten şimdiki zamana geçiş yapmış olursak..
artık düğünleri sevmiyorum:)oynamayı sevmeyip beceremediğim gibi:))
amma illaki insanların kolundan çekiştirip piste atmakla görevli insanlar o düğünde yer aldığından rezil olmamak elde değil!
bir yere kadar el çırpma işlemini sürdürebiliyorsun,
sonra vaziyet istemeyerek oynamaya çabalayan ama daha çok akrobatik hareketler yapıyor gibi gözlemlenen bir insan evladı..
kameramanlar da sağolsun tependen ayrılmaz..
Allah'tan halay çekmeyi az buçuk seviyor olduğumu ve kısmen başarılı olduğumu söylersek ordan yırtıyorum..
**
düğünler ki artık amacını aşındırıp gösteriş yarışına kapılmış,herkesi memnun etme hatta bazı insanlarda tanıdıklarını çatlatma duygusu barındıran,milyarların(şimdiki zamana göre binlerin,milyonların)yağdırıldığı,
misafirler için ağızla kuş tutulsa memnun gönderilemediği-( illa ki ya yemekleri,ya gelinliği,damatlığı,gelini ya da damadı:) oturduğu yeri,salonu,hatta gelen davetlilere kadar abartıp burun kıvırıp beğenmediği gibi )-faaliyetler olarak göze çarpmaya başladı..!!
bir de şehirlerin giderek artan trafiğini = araba+ insan sayısını göz önünde bulundurursak gelin alma gibi organizasyonlar akla zarar bir hal kazandı!
örneğin pazar günü olan gelin alma faaliyetinde konvoyların birbirine karışması,trafiği tıkama,kırmızı ışıkta çevre yolu harıl harıl işlerken arkadan konvoyu koparma ikazlarını üstlenen korna sesleri,
şayet konvoyu takip ediyor isek de zınk zınk arabaların durmasıyla ani frenden aşırı elektrik yüklenme düğüne varmadan şikayet edecek nedenler listesine kaydediliyor..
Hal böyle olunca gelin arabalarının önüne ve arkasına yazılan "evleniyoruz","mutluyuz" yazıları yerine; "evleniyoruz, ama verdiğimiz rahatsızlıktan ötürü affınıza sığınıyoruz" falan yazsalar hiç fena olmayacak!...
***
düğünlerin en sevdiğim yanı sanıyorum bir-iki gün önceki kına gecelerinde yakılan kına:) kına kokusunu çok sevdiğimdendir gına gecesi yerine kına gecesi olarak algılamam:P
velakin evlilik zor zanaat..
hayatta bir kere yapılması gerektiğini düşündüğüm ve ömürlük olmasına inandığım bir kurum..
tahammüllerinin,huyunun suyunun,yaşam tarzının o insanla bir olmak için illa ki değişeceği
ve bu değişime değeceğine inandığın biri olmalı gözüne baktığın..
ve gözlerine baktığında yüreğini gösterebilen bir şeffaflığı olmalı bakılanın..
bu sebepten seçeceğin insan tamlayanın olmalı..
iki gönül birliği kurulmalı güven saygı ve sevgiyle beraber..
bunların yokluğunda yalnızlık en iyi tercihtir sanıyorum evlilik bana göre çok da şart bir şey değil şayet yukardaki çerçevede olmayacaksa..en azından şu anda rahatımı bozacak olmam için en az böyle bir hal mevcut olmalı:))
**
iki gönül birse de düğün falan bahane:)
yani bence öyle sevmiyorum yaw ne gereksiz bir şey !..bence:)):P
onun yerine bir mevlüt okutmayı ve yemek verilecekse de bunun kıymetini bilecek karnı aç olan insanları doyurmayı tercih ederim..
bunun haricinde hoş şık bir nikah ve aile arasında yenecek bir yemek en güzel tamamlayanı;)
buradan evleneceklere duyurulur düğün masrafına girmek yerine güzel bir seyehate falan çıkın evinize barkınıza birşeyler alın..aileleri masarafa sokmaya,davetlileri sıkıntıya sokmaya kendinizi de ayrıca bir strese sokmaya hiiiç gerek yok..Mutluluğunuz daim olsun;)
sevgiler..=)
-Ebr-i Nisan-
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
katılmamaktan elde değil :)
yeni nesil düğün sevmiyor sanıyorum,
çok eğlenceli bir dille yazmışsınız aynı duyguları paylaşıyorum;)
teşekkür ediyorum anka ;)
bu durumu dillendirmek katılımcı olmaktan daha eğlenceli olsa da katılmadan bu cümleleri devirmek pek de mümkün olmasa gerek:)daha iyisini yapacaklar olduğuna eminim:))
:)
Yorum Gönder